İyi Tarım Uygulamaları

Çevre, insan, havyan sağlığına zarar vermeyen bir üretimin yapılması, doğal kaynakların korunması, tarımda izlenebilirlik ve sürdürebilirlik ile gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılan tarımsal üretim şeklidir. Gıda üretimi günümüz dünyasında çok önemli bir stratejiye sahiptir. Dünyanın yarısı açlıkla mücadele ederken, diğer yarısı da ürettiği ve tükettiği gıda maddelerinin güvenli olmasını istemektedirler.Güvenli gıda denildiğinde, insan sağlığına zararlı olmayan, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik kalıntılar içermeyen, aynı zamanda izlenebilirliği sağlanmış ürünler akla gelir. Hem üretimi geliştirmek hem de ürettiğimiz ürünleri doğru pazarlara satabilmek için, üreticilere ve bu ürünleri paketleyen, dağıtan hatta depolayan ve pazarlamasını yapan kurum ve kuruluşlara çok önemli sorumluluklar düşmektedir. Bugün tüm dünyada Tarımsal ürünlerin izlenebilirliği, gıda güvenliğinin sağlanması açısından en önemli konu haline gelmiştir. Bu konuda çok çeşitli çalışmalar yapılmış ve hala daha yapılmaktadır. Artık tüketici sofrasına gelen gıdanın üretim prosesini bilmek istemektedir. Tüm bu gerekliliklerden doğan bir kavram vardır ki son yıllarda tüm tarım ve ihracat sektörünü etkisi altına almıştır. Bu kavram minimum tarımsal üretim kriterlerini kapsayan iyi tarım uygulamalarıdır. Avrupa’daki yaş meyve ve sebze pazarının büyük kısmına hakim olan perakendeciler, tüketicilerine arz ettikleri yaş meyve ve sebze ürünlerinde, son yıllarda gündeme gelen insan sağlığını tehdit eder nitelikteki belli bazı riskleri en aza indirgemek amacıyla 1997 yılında EUREP adı altında bir araya geldiler.1999 Yılında bugünkü İyi Tarım Uygulamalarının temelini oluşturan EUREPGAP standartlarını oluşturdular. Eurepgap standardı 2007 yılında revize edilerek tüm dünya ülkeleri tarafından kabul görmüş ve GLOBALGAP adını almıştır. Bu protokolle perakendeciler; “Raflarına koydukları ürünün müşterilerine zarar vermeyeceği” konusunda tedarikçi ve dolayısı ile üreticilerden güvence istemektedirler. Türkiye’de de Tarım Bakanlığı bu gelişmelere kayıtsız kalmayıp aynı esaslara dayanan İyi Tarım Uygulamaları Yönetmeliğini yayınlamıştır. Artık Türkiye Tarım sektörünü şekillendiren bir tarımsal standartlar bütünü uygulanmaya başlamış bulunmaktadır. İyi Tarım uygulamaları yönetmeliği ilk olarak 08.09.2004 tarih ve 25577 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. İyi Tarım Uygulamaları yönetmeliği daha sonra 7 Aralık 2010 tarihinde revize edilerek daha kapsamlı bir standartlar bütünü halini almıştır. İşletmemizde iyi tarım uygulamaları uygulanmaktadır.

Topraksız Tarımın Avantajları Nelerdir?

Topraksız tarımda gerekli iş gücü ihtiyacı azdır. üretim harcamaları düşüktür. Su kullanım etkinliğini arttırır, su sarfiyatında önemli miktarda tasarruf sağlar. Tarımsal ilaç kullanımı daha azdır, ortam sterilizasyonu gerekli değildir veya kolaylaşır.otomasyona uygundur.sera ısıtma harcamaları düşüktür.üretim yapılabilecek alanlar çok çeşitlidir. Bitkiler kontrollü bir şekilde beslenir. Çiçeklenme kontrol edilebilir. Birim alanda bitki sıklığı fazladır. Ürünler verimli, kaliteli ve daha lezzetlidir. Sulama kolaylaşır ve bitkiler su stresi yaşamaz. Ekim nöbetine gerek kalmaz. Önceki ürünün hasatı ile yeni üretime başlama arasındaki süre çok kısadır, erkencilik sağlar. Çevreye zararı daha azdır. Üretim türüne göre alternatif yetiştirme yöntemleri vardır. Üründe kanserojen nitrat birikimi olmaz. Üretilen ürünler temizdir. Yabancı ot sorunu olmaz
Toprağın bitkisel üretime uygun olmadığı yerlerde üretim mümkündür
çöller
turizmin önemli olduğu adalar.
denize yakın olan tuzlu suyun etkisinde kalan yerler
kayalık alanlar
jeotermal alanlar

Domates, özellikle lif açısından zengin kabuklarıyla yenildiğinde sindirimi kolaylaştırır. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur ve kabızlığı giderir. İyi bir idrar söktürücüdür ve vücuttaki zararlı maddelerin uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Kanı temizler. Kanseri, özellikle de prostat kanserini, önlemede çok etkilidir. Kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Damar sertliği ve romatizmaya iyi gelir. Yaşlanmayı geciktirir. Cilde tazelik verir.100 gr. taze ve olgun domatesin içerdiği ortalama besin değerleri şöyledir: 17-22 kalori; 1,1 gr. protein; 4,7 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,2 gr. yağ; 0,5-1 gr. lif; 27 mgr. fosfor; 13 mgr. kalsiyum; 0,5 gr. demir; 3 mgr. sodyum; 244-250 mgr. potasyum: 900 IU A vitamini; 0.06 mgr. B1 vitamini; 0,04 mgr. B2 vitamini; 0,7 mgr. B3 vitamini; 0,1 mgr. B6 vitamini; 6.4 mcgr. folik asit: 17-23 mgr. C vitamini ve 1.2 mgr. E vitamini vardir. Seralarımızın modern ve ekolojik tarım uygulama alt yapılarına sahip olması nedeniyle ürünlerimiz insan sağlığı ve gıda güvenliği açısından kalite standartlarına uygundur. Dikimden hasata ve tüketici sofrasına kadar, ürettiğimiz ürünlerin izlenebilir olması da tüketicilerimize ve müşterilerimize güven vermektedir
.Tarımda ana unsur hiç kuşkusuz TOPRAK tır. Toprak , yer kabuğu üzerinde parçalanmış ve ayrışmış mineral ve organik maddelerden oluşan canlı doğal kaynaktır. Toprak canlıların durak yeridir. Toprak canlıların hayat bulduğu besin kaynağıdır.Toprak canlıların yaşaması için gereklidir.Ancak tedbir alınmayınca veya geç tedbir alınınca kısa sürede yok olan kıt bir kaynaktır.Bu kadar önemli bir varlığı insanoğlu neden tarım da yavaş yavaş terk etmektedir.Çünkü:Canlılar arasında toprağı en çok insanlar hor kullanmaya başlamıştır.Toprağın verimsizliği ürkütücü boyutlara gelmiştir.İnsanların doyumsuz eylemleri , daha fazla menfaat için , toprağı kimyasallarla daha çok doğurmaya zorladılar. .Toprağın kimyası bozulmaya başladı.Merhametli toprak ana şefkatini yitirmeye başladı.Ekilen biçilen tarlalarımızın nur yüzüne ,hançeri andıran küstah binalar inşa edildi.Toprakta ki özellikler yok olmakla karşı karşıya kaldı.Toprak umudunu yitirdi.Köylü ve çiftçi beklentilerine , hayallerine mağlup oldu.Toprak köylüye, toprak çiftçiye , köylü ve çiftçi de toprağına küstü.Şayet bu vurdum duymazlık böyle sürer giderse, tüm insanlık unutmamalıdır ki .:toprak bir gün insanoğlunun kirli belası olacaktır Sözün kısası
Bütün bu olumsuzluklar yeni arayışları da beraberinde getirmektedir. Bu arayışlardan biride topraksız Tarımdır. Dünyamızda domates üreten bir çok ülkeler var. En büyüklerini şöyle sıralayabiliriz Çin. A.B.D Hindistan, TÜRKİYE Bizler dördüncü sıradayız . Burada bulunmak elbetteki önemlidir. Ancak bizi tatmin etmemektedir. Mutlaka üst sıralara doğru yol almalıyız. İftiharla söyleyebilirim ki. Bu azim ve kararlılığımız hem çalıştıranımızda hem de çalışanlarımızda çok belirgindir. Tarım sektöründe dünya her gün yeni yeni arayışların içine girmektedir.İnsan sağlığı anlayışının ön planda olması elbetteki herkesi yakın ilgilendiriyor.
Türkiye’nin tarımsal üretim merkezlerinden olan ve haşhaş, pancar, patates denilince akla gelen Afyonkarahisar, son yıllarda Seracılık alanında da yatırımlara başladı. Özellikle Sandıklı ilçesinde gelişen seracılık yatırımları şimdiden 400 bin m2 alana ulaşmış durumda. Son teknolojiyle oluşturulan seralar, tam otomasyon sistemiyle çalışmakta, hijyen ve dezenfeksiyon kurallarına uyularak topraksız tarım ortamında domates üretimi gerçekleştirilmektedir. Son sistem teknolojik seralarda üretilen bu domatesler, ülkemizin birçok iline gönderilmekte ve birçok ülkeye de ihraç edilmektedir.
Seracılık Türkiye’de bölge olarak iç kesimlere kaymaktadır. Bunlarda iklim ve maliyet durumları etkilidir. Bölgemiz ikliminin kış aylarında çok sert geçmemesi ve jeotermal enerji yani sıcak suyun ilçemizde yer alması bizim bu sektörde yer almamızda etkili olmuştur. Türkiye’de seracılık iklim dolayısıyla her yerde yapılamamaktadır. Üretim yapılan yerler, Türkiye’nin domates ihtiyacını karşılamakta ve birçok ülkeye de ihracat yapılmaktadır.Tüketicinin bakışı gittikçe olumlu yönde artmaktadır. Önceleri hormonlu olduğu düşünülüyordu. Şimdi ise arılı ve kaliteli olduğunun yanı sıra sağlıklı olduğu için de daha çok tercih edilir oldu.Seracılık alanında Türkiye, çoğu ülkeye göre öndedir. Domates üretiminde Türkiye vazgeçilmez bir yerdir.

Serada kazanç garanti

Seracılıkta dünya üçüncüsüyüz. Örtü altı üretime ilgi giderek artıyor. Sera yatırımlarının dekar başına maliyeti kullanılan malzemeye göre 30-60 bin TL arasında değişiyor. Yatırımın geri dönüş süresi dört yıl. Sera ürünlerine ilgi yüksek. Yatırımcılar kazançtan memnun…ÖRTÜ altı üretim (seracılık) konusunda Türkiye, Avrupa’nın lideri, dünyanın ise üçüncü büyük ülkesi konumunda. 1950’li yıllarda ticari anlamda ilk seralar Antalya’da kurulmaya başlamış, sonrasında ise Ege ve Marmara’ya yayılmış.Ege’de İzmir ve çevresi, Marmara’da ise Yalova öne çıkmış. Son dönemde jeotermal bölgeleri olarak öne çıkan Denizli Sarayköy, Bergama, Afyon Sandıklı, Şanlıurfa gibi il ve ilçelerde de modem seralar kuruluyor. 2014 sonu itibariyle Türkiye’de 65 bin hektar yani 650 bin dekar alanda örtü altı tarım üretimi yapılıyor. Seralardan elde edilen yıllık gelir ise 11 milyar TL’yi aşmış durumda. Türkiye’nin toplam bitkisel üretiminin yüzde 12’si örtü altından elde ediliyor.
SERACILIKTA SANDIKLININ ÖNEMİ

Hollanda’daki gibi suni ışıklarla domates üretimi gerçekleştirmiyoruz. Doğal güneş ışığı ile üretim yapıyoruz. Suni ışıklarla kızartmadığımız için bizim domateslerimiz lezzet olarak Avrupa domateslerinden çok daha iyi ve daha kaliteli. Rusya, bu yüzden Türkiye’ye yöneliyor. Fiyat konusunda Hollanda yaz aylarında çok ucuzlamadığı sürece Türkiye’den talep çok fazla oluyor. Hollanda domatesi çıktığı zamanlar fiyatlar ucuzladığı için biz Türk üreticiler iç piyasaya dönüyoruz. Türkiye’deki tüm salkım domatesler Hollanda’ya rakiptir. Hollandalılar, Türkiye’ye gelip buradan yer bakıyor. Çünkü Hollanda’da güneş yok. Kış ayları bulutlu olması nedeniyle üretim maliyetleri daha yüksek. 12 ay boyunca da domates üretemedikleri için Türkiye’ye geliyorlar. Sıcak su bölgelerinde Hollandalılar’ın çalışmaları var.

Afyonkarahisar bölgesinin Antalya bölgesine göre seracılığa daha elverişlidir. Sandıklı Antalya bölgesi gibi değil. Burada nem ve sıcaklık gibi uygun ortamlar olduğu için bitki daha rahat ve stressiz gelişiyor,. Dolayısıyla üretim miktarı artıyor, Antalya bölgesine göre bir fideden iki katı daha fazla ürün alıyoruz. Sadece Afyonkarahisar yöresi kırsal bir iklim olduğu için ısıtmada da jeotermal kullanılabildiği için 12 ay boyunca ürün alınabilen nadir yerlerden birisidir.